GÖRÜÞ YAZISI | |
1. | Ýstanbul’da Kentsel Dönüþümle Kaybolan Kentsel Yeþil Koridorlar: Haliç- D100- Zeytinburnu Sahil Ýþlevsiz Yeþil Koridoru Üzerine Bir Deðerlendirme Green Corridors Lost By Urban Regeneration In Istanbul: An Evaluation On Halic- D100- Zeytinburnu Coast Non-Functional Green Corridor Aliye Ceren Onurdoi: 10.14744/planlama.2019.59454 Sayfalar 79 - 89 Makale Özeti | |
DERLEME | |
2. | Turistik Mekânda Gerçekliðin Algýsal Deðiþimi: Modern ve Post-Modern Turizm Deneyimlerinde Özgünlük The Perceptual Change of Reality in Tourist Places: Authenticity in Modern and Post-Modern Tourism Experiences Müzeyyen Saðýroðludoi: 10.14744/planlama.2019.42204 Sayfalar 90 - 101 Bir topluma ait kültürel kimliðin ve mekâna ait kültürel birikimin devamlýlýðý, onlarý zamanýn ve çeþitli dýþsal faktörlerin yýkýcý etkisinden korumakla ve özgün karakterleri ile gelecek kuþaklara ulaþmasýný saðlamakla mümkün olmaktadýr. 1980’lerden itibaren çeþitli politikalar ile tarih ve kültürün küresel piyasaya yeniden sunumu, 1960’larda baþlayan özgünlük tartýþmalarýný turizm baðlamýnda daha da kuvvetlendirmiþtir. Bu derleme çalýþmasý, özellikle 1930lu yýllardan itibaren þekillenen özgünlük kavramýnýn deðiþen ve evrilen rollerini ortaya çýkararak, modern ve post-modern dönemde turizm deneyimlerinde özgünlük konusunda yapýlan baþlýca çalýþmalarý irdelemeyi amaçlamaktadýr. Bu baðlamda, makalenin birinci bölümünde, çeþitli uluslararasý koruma metinlerinde özgünlük kavramýnýn geliþimi; makalenin ikinci bölümünde, modern dönem turizm yazýnýnda yapýlan özgünlük çalýþmalarýnýn teorik baþlangýcý sayýlan Boorstin (1961) ve MacCannell’ýn (1976) ve ardýndan Cohen’in (1979) çalýþmalarý; makalenin üçüncü bölümünde ise post-modern dönem turizm yazýnýnda yapýlan önemli çalýþmalardan olan Urry (1990) ve Wang (1999)’in çalýþmalarý incelenmiþtir. Deðerlendirme bölümünde, yapýlan araþtýrmaya dayalý olarak, elde edilen bilgiler özetlenmiþ, temel saptamalar sonuç bölümünde tartýþýlmýþtýr. Bu çalýþma turizm sosyolojisine dayanan eleþtirel bir yaklaþýmý referans alarak, özgün deðerlere sahip kentsel alanýn, sahte gerçeklikler ile turist bakýþýna nesne üreten ve piyasa ekonomisi tarafýndan yapýlandýrýlmýþ bir turistik boþluk haline dönüþümü konusunda farklý bakýþ açýlarýnýn geliþtirilmesini hedeflemektedir. |
3. | Yerel Demokrasi Arayýþýnda Mahalle Yönetimi Neighborhood Governance in the Pursuit of Local Democracy Kumru Çýlgýn, Funda Yirmibeþoðludoi: 10.14744/planlama.2019.55823 Sayfalar 102 - 104 Planlama disiplini kadar mekân sosyolojisinin de ilgi alaný olan mahallenin, topluluk-temelli yöntem ve araçlarla iyileþtirilebilmesi için Türkiye’deki mevcut planlama sistematiðinde ve mevzuatýnda ayrýcalýklý bir yere sahip olmasý gerekliliðine ve baþta mekânsal düzenlemeler olmak üzere merkezi yönetimin karar alma mekanizmalarýna dahil olmada gerçek katkýlar sunabileceðine inanýlmaktadýr. Kentin tarihiyle ve yapýlanmasýyla özdeþ olan bu birim, aslýnda çok düzeyli ve çok aktörlü yönetiþimin de önemli bir bileþenidir. Türkiye’dekinden farklý olarak Batý’da, uzun yýllardýr daha çok sivil toplum, katýlým, yetki desantralizasyonu gibi yerel (katýlýmcý) demokrasinin ilgisindeki yaklaþýmlarýn konusu olagelmiþ; mahalle yönetimi fikri ve uygulamasý ise kamu politikasýna baðlanmýþtýr. Yerel demokrasiyi oluþturabilmek ve güçlendirebilmek için mahalle tabanlý bir örgütlenme modelinin, bugün en eleþtirilen noktada devletin de demokratikleþmesinde önemli adýmlar atýlmasýna yardýmcý olacaðý düþünülmektedir. Bu görüþten yola çýkarak makale, 31 Mart 2019 yerel seçimleri yaklaþýrken mahalle yönetimini ve -tek yetkilisi sayýlmasý nedeniyle- muhtarlýðý da süregiden tartýþmalara dahil etmeyi; yaný sýra yalnýzca seçim öncesini deðil, seçim sonrasýndaki 5 yýllýk yönetim sürecini de hedefleyerek öneriler geliþtirmeyi; mahalle içerisinden öznelerin talep ve beklentilerini ise görünür kýlmayý amaçlamaktadýr. Bu kapsamda Osmanlý ve Cumhuriyet dönemleri ile “Yeni Türkiye” yaklaþýmýnda, merkezi otorite tarafýndan sürekli yeniden þekillendirilen yetki ve sorumluluk alaný tariflerinden ve siyasi iktidarýn beyanlarýndan çýkarýmlarla muhtarlýk kurumunun hukuki boyutundaki düzenlemeler ele alýnacaktýr. Ardýndan Ýstanbul, Sarýyer Ýlçesi’nde uzun yýllardýr kentsel dönüþüm baskýsý karþýsýnda örgütledikleri mücadele ve dayanýþma pratikleriyle öne çýkan Sarýyer mahallelerinin, muhtar(lýk)lardan talep ve beklentilerini içeren söylemleri incelenecektir. Sarýyer Mahalleler Birliði çatýsý altýnda bir araya gelen Sarýyer mahallelerinin seçilme nedeni; haklarý adýna mahalle dernekleri, kooperatifleri ve muhtarlýk gibi mevcut kurumsal yapýlanmalarý kullanma ve dönüþtürme gücüne sahip olmalarýdýr. Sonuçta ise yerel demokrasiye ulaþmayý kolaylaþtýracak çeþitli ilkeler hatýrlatýlmaya, mahalle yönetimi ve muhtarlýk merkezli öneriler geliþtirilmeye çalýþýlacaktýr. |
ARAÞTIRMA MAKALESI | |
4. | Kent Hakký ve Katýlýmcýlýk Baðlamýnda Kendin Yap Kentleþme: Roma Bostaný Örneði Do-It-Yourself Urbanism within the Context of Right to the City and Participatory Urbanism: The Roma Garden Gökçe Öcal, Gülden Erkutdoi: 10.14744/planlama.2019.29046 Sayfalar 115 - 128 Bu makale, “Kendin Yap Kentleþme” baðlamý içerisinden Ýstanbul’da halen sürdürülmekte olan bostanlardan olan Cihangir Roma Bostaný’na odaklanmaktadýr. Ýstanbul’da kent içi tarým alanlarý olan bostanlarýn geçmiþi yüzyýllar öncesine dayanmakla birlikte son bir kaç yýl Türkiye’nin Ýstanbul baþta olmak üzere birçok kentinde “kendin yap” bostanlarýn kurulmasýna sahne olmuþtur. Bu bostanlar, öz-örgütlenme yoluyla bir araya gelmiþ olan katýlýmcýlarýn kendilerine ait olmayan araziler üzerinde, “izinsiz” olarak hayata geçirdikleri ve kendi imkanlarýyla kolektif olarak sürdürdükleri, kullaným deðerinin öne çýktýðý ve gýda üretiminin sembolik kaldýðý mekânlardýr. Bu makale dayanýþma, ortaklaþma ve karþýlýklý öðrenme mekâný olan Cihangir Roma Bostaný’ný bir doðrudan katýlýmcý bir kamusal mekân talebi olarak Türkiye’nin ve özelde Ýstanbul’un kamusal ve yeþil mekânlarýnýn artarak yok edildiði neoliberal kent politikalarýna karþý “kent hakký” çerçevesinden tartýþmayý amaçlamaktadýr. |
5. | Mekanýn Biçimleniþi ve Kentsel Karakterin Oluþumu; Ýzmir (Kemeraltý) Örneði Formation of Space and Urban Character; Izmir (Kemeralti) Case Study Seda Sakar, Tolga Ünlüdoi: 10.14744/planlama.2019.91886 Sayfalar 129 - 146 Kentler; coðrafyalarýna, ülkelerine, toplumlarýn gelenek ve ihtiyaçlarýna, farklý mimari ve planlama akýmlarýna göre þekillenmiþtir. Tarihsel süreçte kentlerin yapýsý farklý þehirlerde farklý biçimlerde ortaya çýkmaktadýr. Fiziksel öðelerin farklý biçimlerde bir araya geliþi bu farklýlýklarý oluþturmakta ve kentleri birbirinden farklýlaþtýrmaktadýr. Yirminci yüzyýlýn baþýndan itibaren, yapýlý çevrenin üretim biçiminde deðiþen yaklaþýmlar, geliþen teknoloji, kentsel mekânda standartlaþma ve yapýlý çevrenin tek-tipleþmesi; kentsel mekâna özgü karakterin kaybolmasýna ve benzer kentsel çevreler oluþmasýna neden olmuþtur. José Luis Sert’e (1956) göre, güzel olarak deðerlendirilen kentlerin hepsinde, bütünü meydana getiren yapýlarýn uyumluluðu, ölçekler arasý uyum, kentsel karakterin devamlýlýðý ve insan ölçeði temel alýnmýþtýr. Lynch (1960) ise, uyumlu ve homojen mekanlarýn belli bir devamlýlýk içinde anlam kazanacaðýný savunmakta, ayrýca kentsel karakterin öneminden de bahsetmektedir. Cullen’a (1961) göre ise; renk, doku, eþsiz olma ve kullanýcýyý bir araya getirme gibi özellikler, kentsel mekâna karakter kazandýrmakta ve mekâný eþsizleþtirmektedir. Bu yaklaþýmlardan ve kentlerin dinamik yapýsýndan yola çýkarak, mevcut kentsel karakterin farklý süreçlerde nasýl oluþtuðu sorusu ortaya çýkmaktadýr. Kentsel alanda deðiþimin tanýmý, oluþumu ve analizi üzerine teorik ve metodolojik bir çerçeve sunmayý amaçlayan bu çalýþmada, kentsel karakterin oluþumu tartýþýlacaktýr. Bir yeri benzersiz kýlan, onu baþka yerlerden farklý kýlan ve kentsel karakterin deðiþmesine neden olan sorular cevaplanmaya çalýþýlacaktýr. Araþtýrmanýn yöntem bölümünde, kentsel mekânýn farklý dönemlere ait deðiþimini analiz etmeyi saðlayan kentsel morfoloji bilimi ve Conzen tarafýndan geliþtirilen “kent plan çözümlemesi” ele alýnacaktýr. Bu baðlamda, tarihi kent merkezleri, tarihi katmanlaþmanýn kentsel alanda açýkça gözlenebilmesi nedeniyle önem taþýmaktadýr. Ýzmir Tarihi Kent Merkezi–Kemeraltý örnek çalýþma alanýnda gerçekleþtirilen bu çalýþmanýn, benzer alanlarda yürütülecek araþtýrmalar için yol gösterici olmasý amaçlanmaktadýr. |
6. | Arazi Kullaným Kararlarýnýn Dere Sistemleri Üzerinde Fiziki Etkisinin Analizi ve Kentsel Yaþama Yansýmasý: Ýstanbul’da Su Baskýný, Sel ve Taþkýn Risk Deðerlendirmesi The Analyses of the Physical Effect of Land Use Decisions on Stream Systems and its Reflection on Urban Life: The Risk Evaluation of Flood and Overflow in Ýstanbul Hülya Dinçdoi: 10.14744/planlama.2019.05706 Sayfalar 147 - 170 Dünya sel ve kuraklýkla ilgili küresel alarmdadýr. Dünya Araþtýrma Enstitüsü, 2030 yýlýnda dünya nüfusunun yarýsýnýn su sýkýntýsý yaþayacaðýný; sellerin etkisinin 3 kat artacaðýný, 54 milyon insanýn etkileneceðini vurgulamaktadýr. Fiziki çevreyi kontrolde tutan en önemli faktör dere sistemleri ve havzalarýdýr. Bu sürece dere havza sistemleri hazýr mý? Dere (drenaj) havzasýnýn dere sistemi, kollarýyla yüzey üstü/altý kaynaklarýný, yaðýþ sularýný toplar ve kara sistemine suyu daðýtarak boþaltýrlar. Doðal havzasýnda dengede olan hidrolik sistemler, hatalý arazi kararlarýyla doðal morfolojisini, havza akýþ yönlerini kaybetmesi, artan yapýsal yüzeyler vb. etkenlerle drenaj yoðunluðunu deðiþtirmesi, taþkýnlarý sýklaþtýrmaktadýr; deðiþen iklim faktörü ile de þiddetini artýrmaktadýr. Son yýllarda sýklaþan taþkýnlar, nehir/dere ekosistemlerinin fiziki yapýsýný ve üzerinde bulunduðu arazi kullaným kararlarý ile iliþkisinin araþtýrýlmasýný, bulgularýn çevresel risk açýsýndan deðerlendirilmesini þehir, ulusal ve uluslararasý ölçeklerde gündeme taþýmaktadýr. Ülkede bütüncül su hukukunun bulunmamasý, idari problemler, su ekosistemini içme suyu havza alaný olan ve olmayan þeklinde parçalayan yaklaþýmlar, koruma aleyhinde yasalar, vb. ile dere sistemleri (su kaynaklarý) korunmamakta, sürdürülebilirliði devam ettirilmemektir. Bu araþtýrmada, Ýstanbul’da içme suyu havza alaný dýþýnda býrakýlan yaklaþýk 2740 km² yüzölçümlü alanda, açýk havza konumunda olan (Karadeniz, Marmara Denizi, Boðaziçi, Haliç ve Göllerine dökülen) 168 akar dere havzasýna ve havzada bulunan yaklaþýk 3344 km uzunluðunda dere sistemlerine odaklanýlmýþtýr. Bulgular, boy kesitine göre deðerlendirildiðinde, derelerin ~%73’ü doðal yapýsýný koruduðu, ~%27’’si doðasýna aykýrý fiziki deðiþime uðrayarak yeni formlara dönüþtüðünü göstermektedir. Dere sistemlerinin ~%79’u kýrsal alandan geçtiði ve doðal yapýsýný koruduðu; ~%21’i ise kentsel alanda bulunduðu, çeþitli müdahaleler ile fiziksel yapýsýnýn deðiþtiði fakat kaybolmadýðý, üzerindeki arazi kararlarýndan etkilendiði ve dere koruma bantlarýnýn iþgal edildiði anlaþýlmýþtýr. Dere sistemleri havza ölçeðinde deðerlendirildiðinde, araþtýrma sahasýnýn ~%64’ü (108 dere havzasý) fiziksel deðiþimden az/çok etkilenerek havzasýnda sel, taþkýn, kuraklýk ve diðer çevresel riskleri oluþturmaktadýr. Araþtýrma, problemlerin kentin geneline (%51’ine) yayýldýðýný göstermektedir. Bulgular, derelerin birbirlerinden baðýmsýz birimler olmadýðýný ve önerilecek yasal düzenlemelerin dereleri havza sistemleri ölçeðinde deðerlendirilmesi gerektiðini; araþtýrýlan derelerin açýk havza sistemi olmasý nedeniyle uluslararasý öneme sahip olduðunu göstermektedir. Doðal dere sistemlerini korumak, sürdürülebilirliðini saðlamak, riskleri yönetmek, faydaya çevirmek için, yasal, kurumsal, teknik problemleri ortadan kaldýracak devlet kontrolünde ivedilikle bütüncül su hukuku, havza ölçeðinde bütünleþik havza planlamasý ve havza yönetimi, sürdürülebilir dere restorasyon programýna ihtiyaç vardýr. |
7. | Kompakt Kent Ölçütlerinden Biri Olan Yoðunluk Tespiti ve Deðerlendirmesi: Türkiye Kentleri (Ýl Merkezleri) Örneði Determining and Assessing the Urban Density which is One of the Compact City Parameters: Case of Turkey Cities Mediha Burcu Sýlaydýn Aydýn, Emine Duygu Kahramandoi: 10.14744/planlama.2019.86547 Sayfalar 171 - 193 Kompakt kent modeli, sürdürülebilir kentsel geliþim arayýþlarýnda sýkça gündeme getirilen yaklaþýmlardan biridir. Yaklaþýmýn temel amacý, yaygýn geliþim nedeniyle yaþanan ekonomik, sosyal ve çevresel sorunlarýn önüne geçmektir. Kompakt kent modelinin fonksiyonlar arasý mesafelerin kýsaldýðý yüksek yoðunluklu yapýlaþma yaklaþýmý, özellikle iklim deðiþikliðini hafifletme hedefinde ilerleyen sera gazý azaltým politikalarý baðlamýnda önemli bir yer tutmaktadýr. Bu makalenin amacý, Türkiye kentlerinin (81 il merkezi) yerleþik alan sýnýrlarý temel alýnarak, en önemli kompakt kent ölçütlerinden biri olan kentsel brüt nüfus yoðunluklarýný hesaplamaktýr. Bu doðrultuda öncelikle ulusal literatüre kentsel brüt nüfus yoðunluklarý ve yerleþik alan büyüklüklerine iliþkin veri kazandýrýlmasý hedeflenmiþtir. Makalede ayrýca kentlerin büyükþehir statüsünde olup olmamalarýna göre kategorize edildikten sonra nüfus yoðunluklarý, yerleþik alan büyüklükleri ve nüfuslarý arasýndaki iliþki yönü ve þiddetine dair analizler yapýlmýþ ve böylelikle kentlerin kompaktlýk açýsýndan deðerlendirilebilmesine yönelik kullanýlmasý gereken ölçütlerden biri olan yoðunluða iliþkin analizler gerçekleþtirilmiþtir. Elde edilen sonuçlar dünya kentleri ile karþýlaþtýrmalý deðerlendirildiðinde, ülkemizdeki kentlerin yüksek brüt nüfus yoðunluklarýna sahip olduðunu ve sadece nüfus yoðunluðu kriteri gözetildiðinde, genel olarak, kompaktlýk kriterlerinden birini saðlayan bir profil çizdiðini göstermektedir. |