GÖRÜŞ YAZISI | |
1. | Mekânsal Müdahale Süreçleri ve Mücadele Pratikleri Spatial Intervention Processes and Practices of Struggle Tuba İnal Çekiç, Erhan Kurtarır, Ayşe Nur Ökten, Senem Kozamandoi: 10.14744/planlama.2017.26056 Sayfalar 1 - 6 Makale Özeti | |
DERLEME | |
2. | Karmaşık Kentler ve Planlamada Karmaşıklık Complex Cities and Complexity in Planning Emine Yetişkuldoi: 10.14744/planlama.2017.38358 Sayfalar 7 - 15 Geleceğin kentlerinin yirminci yüzyıl kentlerinin devamı niteliğinde olmayacağı açıktır. Ekonomilerin, kültürlerin ve kurumların hem küresel ölçekte hem de yerel ölçekte birbirlerine olan karşılıklı bağımlılıkları, sonsuz sayıdaki nesnelerle ve yapılarla oluşan kentsel çevrede milyonlarca temsilcinin ve paydaşın etkileşimi, bu etkileşimin oluşturduğu çeşitli ağlardan yayılan bilgi ve iletişim kentlerin nasıl farklılaşacağını göstermektedir. Karmaşıklık içinde kentlerin geçmişteki gibi sadece temel üretim ve tüketim ilişkileriyle açıklanamayacağı ve benzer uzun dönemli ve değişmez kararlarla kentlerin planlanamayacağı açıktır. Bu kentlere ve kent planlamaya olan yaklaşımda değişikliği gerektirmektedir. Kentler artık dinamik, doğrusal olmayan, açık ve sürekli evrilen, beklenmedik durumlar yaratan, kendi kendini örgütleyen karmaşık sistemler olarak kabul edilmektedir. 1990’lı yıllardan bu yana karmaşıklık kuramına dayanan araştırmalar ve model çalışmaları kentleri açıklamaktan çok anlamak için geliştirilmektedir. Bilgisayar ve bilişim teknolojilerindeki ilerlemelerle bir kentteki temsilciler ve onların kentin gelişimine esas ilişkisel davranışları belirlenmiş ve kentin geçmişteki değişim evreleri doğrultusunda geleceğine ilişkin senaryolar üretilmeye başlanmıştır. Böylece doğa bilimlerindeki karmaşıklık sosyal bilimlerde de uyarlanabilir olmuştur. Bu derleme çalışmasında karmaşıklık kuramından yola çıkarak geliştirilen fraktal kentler, hücresel özişleme kentleri gibi bilişim ve matematik-temelli modelleme çalışmalarıyla mekansal planlama ve siyasa-gelişimi odaklı eleştirel ve söylemsel çalışmalar birleştirilerek kent planlamadaki yeni yaklaşım tartışılmaktadır. |
ARAŞTIRMA MAKALESI | |
3. | Kırsal Kalkınma Politikalarında Yeni Yaklaşımlar ve Bu Yaklaşımların Türkiye’nin Kırsal Kalkınma Politikalarına Etkisi New Approaches in Rural Development Policies and the Effects of These Approaches on Turkey’s Rural Development Policies Sevinç Bahar Yenigüldoi: 10.14744/planlama.2016.47450 Sayfalar 16 - 25 Dünya’da sosyal, ekonomik, kültürel, yönetsel ve mekansal yeniden yapılanma sürecindeki değişimler çeşitli alanlarda olduğu gibi kırsal alanlarda da değişime neden olmaktadır. Bu değişimlerin etkisiyle birlikte kırsal alanların kalkınma politikalarında yeni bir yapılanma sürecine girilmiştir. Uzun yıllar kırsal alan politikalarının önemli bir bileşeni olarak kabul edilen tarım sektöründe yaşanan sorunlar kırsal alandaki çözülmeleri hızlandırmıştır. Bu duruma ilave; kırsal alanlarda artan yoksulluk ve yoksunluk, kır-kent ikilemiyle birlikte kır kent arasındaki gelişmişlik farkının artması ve kırsal alandaki doğal kaynakların hızla tükenmesi, kırsal alan politikalarının farklılaşmasını gerektirmiştir. Tarım sektörüyle özdeşleştirilen kırsal alanlarda, ekonomik temelli ve devlet destekli yaklaşımların günümüz neoliberal politikaları karşısında yetersiz kaldığı görülmüştür. Kırsal alanların çok sektörlü gelişme ile çok aktörlü bir yönetişimi içeren ekonomik, sosyal, mekansal ve çevresel sürdürülebilir gelişimini hedefleyen politikalarla ele alınması gerektiği ve kırsal alanlarda hem sektörel hem de mekansal yaklaşımlarla çözümün sağlanabileceği yönünde görüşler oluşmuştur. Bu çalışma; kırsal alanların içeriğindeki değişimle birlikte kırsal kalkınmaya yönelik dünya genelindeki politikaların nasıl değiştiğini detaylı olarak tartışmak ve Türkiye’nin kırsal kalkınma politikalarının bu değişimden nasıl etkilendiği sorusuna yanıt aramayı amaçlamaktadır. Çalışma kapsamlı bir literatür araştırması ile konuyu ele almakta ve Türkiye’nin kırsal kalkınmaya yönelik politikalarındaki değişimi kalkınma planları ve strateji belgeleri üzerinden tartışmaktadır. Çalışma neoliberal politikaların ve özellikle Avrupa Birliği’ne uyum sürecindeki yeniden yapılanma kapsamında Türkiye’nin günümüz kırsal kalkınma politikalarındaki değişime odaklanmaktadır. |
4. | Bursa Örneğinde Kentsel Büyümenin Yerel İklim Değişikliği Üzerine Etkisi The Urban Growth Effects Over the Local Climate Change in the Case of Bursa Mortaza Moradi, Nilgün Görer Tamerdoi: 10.14744/planlama.2017.38039 Sayfalar 26 - 37 Günümüzde, kentsel büyüme ve yayılma, insan kaynaklı sera gazı salımlarının artışına neden olan faktörler arasında gösterilmektedir. Bu çerçevede çalışmanın amacı, Bursa Kenti’nin 1984–2014 yılları arasındaki mekânsal gelişiminin, yerel iklim değişikliği üzerinde etkili olup olmadığını ortaya koymaktır. Uydu görüntüleri ve iklim parametreleri bu çalışmanın temel veri kaynaklarıdır. İklim parametrelerinin analizi ve değerlendirmesi Eşli Örneklem t-Testi kullanılarak yapılmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, 1984–2014 yılları arasında kent nüfusu iki buçuk kat artarken kent yerleşim alanı altı kat büyümüştür. Kentsel alanın büyümesi ile orman ve tarım alanlarında azalma olmuştur. Holdren Modeli uygulaması sonucunda, 1995–2003 dönemindeki büyümenin %65,5 oranında kentin yayılmasından kaynaklandığı saptanmıştır. Aynı dönemde yerel iklim parametrelerinden ortalama aylık minimum sıcaklıklarda 1,36°C artış izlenmiştir. Bu değişimde Bursa Ovası’nın kentsel gelişmeye açılmasının önemli bir payı olduğu söylenebilir. Sonuç olarak bu çalışma, yerel iklim değişiminde bir yandan kentsel büyümenin ve yayılmanın etkili olduğunu ortaya koyarken diğer yandan da mekânsal planlama kararlarının bu süreçteki rolüne dikkat çekmektedir. |
5. | Türkiye’deki Çoklu Spor Organizasyonlarının Kentlerin Gelişimine Etkileri: Erzurum, Trabzon ve Mersin Örnekleri The Impact of Multi-Sport Events on the Developmental Dynamics of Cities: the Case of Erzurum, Trabzon and Mersin in Turkey Servet Karaca, Burak Beyhandoi: 10.14744/planlama.2016.43534 Sayfalar 38 - 56 Günümüzde, dünyanın başka bölgelerinde olduğu gibi Türkiye’de de büyük ölçekli etkinliğe ev sahipliği yapma eğilimi, özellikle markalaşma, tanıtım, pazarlama ve yatırım fonlarını, yerel ve bölgesel kalkınmanın bir aracı olarak kullanılmasıyla artmıştır. Bu strateji sanayisizleşme sorunu yaşayan ülkelerde kentsel ve bölgesel kalkınmanın önemli bir aracı haline gelmiştir ve ilgili ülkelerde son 30 yıldır ekonomik kalkınmayı tetiklemek için yaygın olarak kullanılmaktadır. Türkiye’de kentlerin bazıları, 2000’li yılların ortasından itibaren bu uluslararası etkinliklere ev sahipliği yapmıştır. Bu kapsamda, bu çalışma Türkiye’de son yıllarda gerçekleştirilen Erzurum, Trabzon ve Mersin çoklu-spor etkinliklerinin etkilerini irdelemektedir. Genel olarak, bu çalışmada, bu büyük etkinliklerin düzenlendikleri kentlerde yarattıkları etkilere odaklanılarak, merkezi ve yerel yönetimlerce söz konusu etkinlikler yardımıyla yaratılması istenilen hızlı kentsel gelişme ve dönüşümün kapsamının ve gerçekleşme düzeyinin aydınlatılması amaçlanmaktadır. Çalışma, oyunlar öncesinde, boyunca ve sonrasında kent dokusundaki ve mekanındaki fiziksel, ekonomik ve sosyo-kültürel değişim ve dönüşümleri resmetmektedir. Etkinlikleri gerçekleştirmek için yapılan projelerin planlama ve yönetimine odaklanılarak, etkinliklere ev sahipliği yapan şehirlerin gelişimi için yaratılan fırsatlar eleştirel bir bağlam içinde ele alınacaktır. Bu tür büyük organizasyonların kentsel değişim üzerindeki etkisi, sadece projelerin planlanması ve yönetimi değil aynı zamanda bu olayların bir parçası olarak inşa edilen altyapıların doğru kullanımı ve yönetimi açısından da incelenmiştir. |
6. | Kentsel Mekân Üretiminde ‘Kendin Yap’ Hareketi Do it Yourself (DIY) Movement in Urban Space Production İlgi Atay Kaya, Esra Kut Görgündoi: 10.14744/planlama.2017.74946 Sayfalar 57 - 74 Kentleşme çoğu zaman planlı gerçekleşse de kimi zaman çeşitli aktörlerin spontane müdahaleleri ile şekillenmektedir. Bu çalışma bunlardan ikincisi olan yani kentlerde kendiliğinden gerçekleşen küçük ölçekli uygulamaları ele almaktadır. Çalışmanın amacı ‘kendin yap kentleşmesi’ (DIY Urbanism) ya da ‘taktiksel kentleşme’ (Tactical Urbanism) adıyla bilinen bu hareketlerin örneklerini aktörleri ve amaçları açısından incelemek ve bu uygulamaların kentsel mekâna ve kentleşme sürecine etkilerini ortaya koymaktır. Bu amacı gerçekleştirebilmek için literatür taraması, medya araştırması, gözlem ve örnek inceleme araştırma teknikleri kullanılmıştır. Çalışmanın bulguları bu hareketlere dâhil olan aktörlerin mahalleliler, aktivist gruplar, kamu kurumları veya belediyeler, üniversiteler, özel girişimciler ve diğer şahıslar olduğunu göstermektedir. Bu uygulamaların en belirgin amaçları bir ihtiyacın giderilmesi, kentsel estetik veya sanat arayışı, şahsi veya ticari fayda sağlama ve çeşitli konularda verilen tepkiler olarak bulunmuştur. Kendin yap kentleşmesinin olumlu yanları kentsel mekânı daha yaşanabilir, yürünebilir ve kullanıcıya uygun hale getirme ve güzelleştirme olasılığının olması, kentleşme sürecine kullanıcıların doğrudan katılımını sağlaması ve pratik, uygulanabilir ve esnek çözümler getirmesi olarak saptanmıştır. Bunların yanında izinsiz eylemler olması ve kapsayıcı planlama kararlarıyla entegrasyon sorunları gibi olumsuz yanları da bulunmaktadır. |
7. | Kent Kimliğinin Oluşumunda Kentsel Bellek ve Kentsel Mekan İlişkisi: Mersin Örneği The Relation Between Urban Memory and Urban Space on Evolution of Urban Character: Case of Mersin Tülin Selvi Ünlüdoi: 10.14744/planlama.2017.06078 Sayfalar 75 - 93 Tarihi, ekonomik ve toplumsal gelişmeler ile mekan arasındaki karşılıklı olarak birbirini üreten ilişki, mekan ve bellek arasında da söz konusudur. Bu nedenle mekan ve bellek arasındaki bu diyalektik ilişkinin çözümlenmesi, fiziksel çevre algısı ve bellekteki temsillerinin araştırılması, tek bir mekansal öğe ya da bütün bir kentin görünen somut varlığının ötesinde, bunların bellekteki soyut karşılıklarını anlamak için önemli olanaklar sunmaktadır. Fiziksel çevre algısının ölçülmesi ve bellekteki temsillerinin araştırılmasında, mekana ilişkin bilginin bilişsel olarak nasıl temsil edildiği, söz konusu bilginin nasıl bir işlemden geçirildiği, ifade edilmesinde ne tür bireysel kısıtlar bulunduğu, bunların ölçümünde ve değerlendirilmesinde kullanılacak uygun araç ve yöntemin ne olduğu gibi çok sayıda sorun hala tartışılmaktadır. Ne var ki, tarihsel gerçekliğin yeniden inşasında, geçmişteki “doğru”nun ne olduğundan çok onun “nasıl” olduğu ya da “nasıl bir iz bıraktığı” ve “ne anlama geldiği” sorularının sunacağı olanaklar dikkate alındığında, söz konusu tartışmaların gölgesinden kurtulmuş çalışmalar yapılabilecektir. Buradan hareketle çalışmada, kentsel mekanın toplumsal bellekteki karşılıkları, aralarındaki etkileşimli ilişki çerçevesinde, Mersin örneği üzerinden sözlü tarih yönetimi kullanılarak araştırılmıştır. Mersin’in, Doğu Akdeniz’de önemli bir ticaret ve liman kenti kimliğiyle geliştiği on dokuzuncu yüzyıldan 1960’lı yıllara kadarki dönemde, kentsel mekan ve kent belleği arasındaki ilişki, bu döneme tanıklık etmiş Mersinliler ile yapılan sözlü tarih görüşmeleri ile ortaya konmaya çalışılmış, kentsel mekan ve kent belleği arasındaki ilişkinin neden önemli olduğu, günümüz Mersin’inde yaşanan kentsel mekan ve kent kimliği sorunları temelinde tartışılmıştır. |
8. | Kent Sakinlerinin Kent ve Kentsel Dönüşüm Hakkındaki Görüşlerinin Değerlendirilmesi, İzmir-Alaybey Örneği Evaluation of The Residents’ Perspectıve on Their Neighbourhood in the Context of Urban Transformation: The Case of Alaybey-İzmir, Turkey Burcu Gülay Taşçıdoi: 10.14744/planlama.2017.57966 Sayfalar 94 - 107 Endüstri devrimi sonrası kentlerin hızla büyümesi, yeni kentsel dinamikleri doğurmuş ve ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar doğrultusunda kentler düzensiz bir şekilde gelişmeye başlamıştır. Bu kontrolsüz gelişme dünyada pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de dönüşüm ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Türkiye’de kentsel dönüşüm kavramı, maalesef artan rant politikaları ve kontrolsüz yapılan dönüşüm projeleri nedeni ile kentli tarafından yeterince anlaşılamamaktadır. Bu çalışma kentsel dönüşüm konusundaki bu algı karmaşasına dikkat çekmekte ve dönüşüm kavramını Izmir Alaybey örneği ile kent sakinlerinin gözünden incelemeyi hedeflemektedir. Yapılan alan çalışmasında bölgede yaşayan çocuk ve yetişkin iki farklı kullanıcı grup ile çalışılmış, çalışmada veri toplama aracı olarak kısa anket sorularından faydalanılmıştır. Çalışmanın bulguları değerlendirildiğinde, çocuk ve yetişkinlerin, yaşadıkları kentteki problemlere yönelik tespitlerinin benzer olduğu, ancak kentsel dönüşüm kavramının tüm katılımcılar tarafından literatürdeki tanımdan farklı algılandığı tespit edilmiştir. Bu bulguya dayanarak, dönüşüm süreçlerinde kentli kullanıcıların kentsel dönüşüm ile ilgili bilinçlendirilmesi gerektiği söylenebilir. Öte yandan kentsel dönüşüm projesinden beklenenler sorgulandığında, çocuk ve yetişkinler arasında farklılık çıkması, çocuk katılımı almadan, büyüklerin gözü ile yapılan çalışmaların çocukları tam olarak temsil etmediğini göstermiştir. Bu çalışma ile kentsel dönüşümle ilgili yapılacak çalışmalarda çocukların ayrı bir alt grup olarak incelenmesi gerektiği ispatlanmıştır. |