Bu makale, kamusal alaný canlandýrma potansiyeline sahip mekansal araçlarýn sosyal altyapý çerçevesinde nasýl ele alýnabileceðini araþtýrmaktadýr. Sosyal sermaye, mekan duygusu ve kolektif hafýza gibi ölçülebilir dinamiklerin kamusal alan normlarýna nasýl baðlanabileceðini ve yerel ihtiyaçlara göre yeni mekansal araçlarýn nasýl geliþtirilebileceðini tartýþmaktadýr. Yerel bilginin mekansal tasarým süreçlerine entegre edilmesinin önemi vurgulanmaktadýr. Makale, mekansallýk ve kamusal alan arasýndaki iliþkiyi inceleyen ve sosyal altyapý araçlarýnýn nasýl yapýlandýrýlmasý gerektiðini araþtýran teorik bir çerçeve sunmaktadýr. Fenomenolojik yaklaþýmlardan yararlanan çalýþma, entegre kent planlama ve mimarlýkta mekansal dinamikler aracýlýðýyla kamusal alaný canlandýrabilen yeni mekansal araçlarýn potansiyelini vurgulayarak tasarým kriterlerini ortaya koymaktadýr. Çalýþma, tiyatrolar ve diðer sosyo-kültürel tesislerin, mekansal dinamiklere odaklanan katýlýmcý tasarým yoluyla kamusal alaný canlandýran sosyal altyapý araçlarý olarak hareket edebileceðini ileri sürmektedir. Sosyal sermaye, mekan duygusu ve kolektif hafýza gibi dinamiklerin bu araçlarýn etkinliðini artýrmadaki rolünü vurgulamaktadýr. Sonuç olarak çalýþma, kamusal alaný güçlendiren yeni mekansal araçlar geliþtirme potansiyelini göstermek için mekansal dinamiklere ve fenomenolojik yaklaþýmlara odaklanmaktadýr. Bu araçlar, kamusal alanýn canlýlýðýný ve iþlevselliðini iyileþtirmek için sosyal altyapý mekanizmalarý olarak önerilmektedir. Makale, mimarlýk ve kent planlamasýnda bütünleþik bir yaklaþýmýn önemini vurgulayarak, daha demokratik ve sürdürülebilir bir toplum için çeþitli ve iþlevsel mekansal araçlar yaratma olasýlýðýný göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Fenomenoloji, kamusal alan, katýlýmcý tasarým; mekânsallýk; sosyal altyapý.This article explores how spatial tools with the potential to revitalize the public sphere can be examined within the framework of social infrastructure. It discusses how measurable dynamics like social capital, sense of place, and collective memory can be linked to public sphere norms and how new spatial tools can be developed based on local needs. The importance of integrating local knowledge into spatial design processes is emphasized. The article presents a theoretical framework examining the relationship between spatiality and the public sphere, investigating how social infrastructure tools should be structured. Drawing on phenomenological approaches, the study outlines design criteria, emphasizing the potential for new spatial tools that can revitalize the public sphere through spatial dynamics in integrated urban planning and architecture. The study suggests that theaters and other socio-cultural facilities can act as social infrastructure tools, revitalizing the public sphere through participatory design focused on spatial dynamics. It highlights the role of dynamics such as social capital, sense of place, and collective memory in increasing these tools' effectiveness. In conclusion, the study focuses on spatial dynamics and phenomenological approaches to show the potential for developing new spatial tools that strengthen the public sphere. These tools are proposed as social infrastructure mechanisms to improve the vitality and functionality of the public sphere. The article underscores the importance of an integrated approach in architecture and urban planning, demonstrating the possibility of creating diverse and functional spatial tools for a more democratic and sustainable society.
Keywords: Phenomenology, public sphere, participatory design; spatiality; social infrastructure.