Rural gentrification, characterized by land privatization and displacement, intensified in the 1990s with state-driven interventions further integrating into the system. Despite historical references, gentrification is generalized, affecting rural spaces beyond city centers. This particular development is articulated by focusing on the works concentrating on urban and rural bases. In the contemporary discourse, rural spaces are portrayed as hybrids between industrial urban and natural rural settings, with leisure and tourism increasingly shaping their consumption without excluding the effects of capital flow. In the Global South countries, industrialization alongside tourism facilities contributes to rural gentrification. These processes predominantly manifest in the service and production sectors, blurring the distinction between urban and rural spaces and presenting challenges for research and conceptualization. Addressing this gap, this study aims to contextualize the blurred urban-rural situation through a review of contemporary spatial issues with a theoretical contribution. By examining transformation processes in tourism, industry, and agriculture, it seeks to offer discussions on the production of rural space. Employing a literature review and qualitative research on significant examples, this study will explore rural gentrification via new demographic data within the frameworks of urban and rural studies, providing insights into its implications and practices. Accordingly, the effects of new capital flow through the rural space will be explored.
Keywords: rural gentrification, tourism, rural industrialization, agriculture, gentrificationKırsal soylulaştırma, arazi özelleştirmesi ve yerinden edilme ile karakterize edilen bir süreç olup, 1990'larda devlet güdümlü müdahalelerin sisteme daha fazla entegre edilmesiyle yoğunlaştı. Soylulaştırma tarihsel referanslarını kaybederek, genelleşmiş bir olgu olarak kent merkezlerinin ötesindeki kırsal alanları da etkilemektedir. Bu özel gelişme, kentsel ve kırsal temeller üzerine yoğunlaşan çalışmalar üzerinden ele alınmaktadır. Günümüz söyleminde kırsal alanlar, sanayi kenti ve doğal kırsal ortamlar arasında birer hibritleşme alanı olarak tasvir edilmekte, bu alanların tüketimi, sermaye akışının etkilerini dışlamakta ve giderek daha fazla dinlenme ve turizm üzerinden şekillenmektedir. Küresel Güney ülkelerindeki çalışmalar incelendiğinde, sanayileşme fonksiyonu da turizm ce ikincil konut sürecinin yanı sıra kırsal soylulaştırmaya katkı sağlamaktadır. Bu süreçler, hizmet ve üretim sektörlerinde ağırlıklı olarak ortaya çıkmakta, kentsel ve kırsal alanlar arasındaki ayrımı bulanıklaştırarak araştırma ve kavramsallaştırmada zorluklar sunmaktadır. Bu boşluğu ele alarak, bu çalışma, güncel mekânsal sorunlar üzerinden kentsel-kırsal durumun bulanıklığını teorik bir katkı dahilinde bağlamsallaştırmayı amaçlamaktadır. Turizm, sanayi ve tarımdaki dönüşüm süreçlerini inceleyerek, kırsal alan üretimine dair gelişmiş ve gelişmekte olan bağlamlarda tartışmalar sunmayı hedeflemektedir. Literatür taraması ve önemli örnekler üzerinde nitel araştırma yöntemleri kullanılarak, bu çalışma yeni demografik veriler aracılığıyla kentsel ve kırsal çalışmalar çerçevesinde kırsal soylulaştırmayı inceleyerek, bunun etkilerine ve uygulamalarına dair içgörüler sunacaktır. Buna uygun olarak, kırsal alana giren yeni sermaye akışının etkileri de araştırılacaktır.
Anahtar Kelimeler: kırsal soylulaştırma, turizm, kırsal sanayileşme, tarım, soylulaştırma