Planlama Dergisi - Planning: 27 (3)
Cilt: 27  Sayý: 3 - 2017
EDITÖRYAL
1.
Editörden
Editorial

Sayfa XI

GÖRÜÞ YAZISI
2.
Büyük Þehirlerde Ulaþým Sistemleri ve Sorunlarý: Ýzmir Ýli Özelindeki Sorunlara Çözüm Önerileri
Transportation Systems in Big Cities and Their Problems: Solution Proposals for Problems in Izmir
Fevzi Yasin Kababulut, Cahit Helvacý
doi: 10.14744/planlama.2017.18894  Sayfalar 215 - 221
Makale Özeti |Tam Metin PDF

DERLEME
3.
Sürdürülebilir Kentsel Dönüþüm Ýçin Performans Göstergeleri
Indicators for Sustainable Urban Regeneration
Aslý Ulubaþ Hamurcu, Mesture Aysan Buldurur
doi: 10.14744/planlama.2017.30074  Sayfalar 222 - 235
Bugün, kentsel dönüþüm, kentsel alanda sürdürülebilirliðin mümkün kýlýnmasý için bir fýrsat olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Sürece yönelik uygulama araçlarýnýn kapsamlý tanýmý, evrensel ilkelerle uyumlu sürdürülebilir kentsel sistem oluþumunu saðlayacaktýr. Ancak, burada uygulama araçlarýna yön veren vizyon ve hedeflerle çizilen çerçevenin izlenebilir kýlýnmasý önemlidir. Bu çalýþma kapsamýnda, kentsel dönüþüm süreçlerinin sürdürülebilirlik ilkeleri doðrultusunda geliþimini saðlamak üzere, hedeflerin izlenebilir ve deðerlendirilebilir kýlýnmasýna yardýmcý olacak göstergelerin belirlenmesi amaçlanmýþtýr. Bu amaçla gerçekleþtirilen literatür taramasýnýn ardýndan, sürdürülebilirlik ve kentsel dönüþümü bir araya getiren bir çerçeve oluþturularak, tematik baþlýklar altýnda özelleþmiþ performans göstergeleri tanýmlanmýþtýr. Ardýndan sürece iliþkin bazý politika araçlarý önerilmiþtir. Çalýþmanýn, geliþtirilebilir yapýsý ile sürdürülebilir kentsel dönüþüm için performans göstergeleri konusunda ileride hazýrlanabilecek yasal öneriler için altlýk oluþturmasý beklenmektedir.
Urban regeneration provides an opportunity for the development of sustainable settlements. However, it is important to emphasize that unless there are observable criteria, the target of implementing statements of national vision and strategies considering both sustainability and urban regeneration is not fully accomplished. The main aim of the present study was to propose indicators for sustainable urban regeneration and potential policy instruments. Following a review of the literature, the 2 parallel processes-establishment of sustainability and urban regeneration-were combined in a conceptual framework that includes criteria regarding the 3 pillars of sustainability under certain themes. The importance of the study lies in the proposal of indicators for sustainable urban conservation and policy instruments that may be developed in further studies, with the intention of introducing legislation regarding these issues.

ARAÞTIRMA MAKALESI
4.
Türkiye’de Bölgesel Rekabet ve Rekabetçi Bölgeler
Regional Competitiveness in Turkey and Competitive Regions
Ebru Kerimoðlu, Semih Sözer
doi: 10.14744/planlama.2017.08208  Sayfalar 236 - 253
Bölgeler, hem uluslarýn hem de firmalarýn rekabet edebilirliklerini etkileyen, yeni ekonomik düzende kilit role sahip olan coðrafyalar olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Bu çalýþma, bölgesel düzeyde rekabet edebilirliðin oldukça önem kazandýðý günümüzde, Türkiye’deki düzey 2 bölgelerinin rekabet edebilirliðini etkileyen ana bileþen ve deðiþkenleri belirleyerek, bölgelerin rekabet edebilirlik kapasitelerini deðerlendirmeyi amaçlamaktadýr. Bu kapsamda, Türkiye düzey 2 bölgelerinin rekabet edebilirlik deðiþkenleri, konu ile ilgili yapýlmýþ çeþitli kavramsal ve ampirik çalýþmalardan faydalanýlarak, ekonomik, fiziksel ve sosyal çevre ve insan sermayesi baþlýklarý altýnda deðerlendirilerek, birbiri ile iliþkili çok sayýda deðiþken, temel bileþenler analiz tekniði uygulanarak az sayýda ve daha anlamlý bileþenlere indirgenmiþtir. Sonuç olarak, Türkiye’de bölgesel rekabet edebilirliði etkileyen “Güçlü Ekonomik Yapý” ve “Ýnsan Sermayes” olmak üzere 2 temel bileþen ortaya çýkmaktadýr; Türkiye’de bölgelerin rekabet edebilirlik potansiyelleri, güçlü bir ekonomik yapýyý oluþturmak için gerekli olan özel sermaye, yenilikçi yapý ve iþgücü ile insan sermayesi faktörlerine baðlýdýr. Bu faktörler çerçevesinde rekabet edebilirlikleri incelenen düzey 2 bölgeleri arasýnda ülke genelinde önemli farklar bulunmaktadýr. Genellikle batý bölgelerinde yüksek çýkan rekabet edebilirlik potansiyelleri, doðu bölgelerine doðru gidildikçe düþmektedir. Rekabet edebilirliði arttýrmak için, bölgelere iþgücünü ve özel sermayeyi çekebilecek yenilikçi ortamlar yaratmayý hedefleyen ve bölgelerin özgün özelliklerini ön plana çýkaran akýlcý stratejiler, ülkedeki tüm bölgelere yayýlarak uygulanmalýdýr.
In recent years, regions have grown in importance as locations that define the competitiveness of nations and firms. This aim of this study was to evaluate the competitiveness of the Nomenclature of Territorial Units for Statistics (NUTS) 2 regions in Turkey according to some of the influential components and variables. Several theoretical and empirical studies have used a variety of characteristics. Principal component analysis was applied to determine the most significant elements affecting regional competitiveness in Turkey’s NUTS 2 regions: economic base and human capital. A strong economic base of private capital with an innovative structure linked to increased human capital and labor factors is necessary to be competitive. There are significant differences between regions; generally, the greatest potential for competitiveness is in the western regions of Turkey. To increase competitiveness, rational strategies aimed at creating innovative environments for regions to attract capital, both human and private, and to prioritize the local characteristics of regions should be implemented across the whole country.

5.
Koruma Odaklý Kýrsal Alan Planlamasýna Yönelik Veri Altyapýsýnýn Oluþturulmasý
Database Construction for Conservation-Oriented Rural Area Planning
Aygün Erdoðan, Sinem Dedeoðlu Özkan, Beydullah Sulak, Meltem Barut
doi: 10.14744/planlama.2017.39200  Sayfalar 254 - 273
Düzeyi ya da ölçeði ne olursa olsun bir alana yönelik politikalarýn geliþtirilmesi veya planlama kararlarýnýn ortaya konmasý sürecinde temel dayanak, nitelikli ve yeterli bir veri altyapýsýdýr. Bu çalýþmada, bu kapsamdaki bir veri altyapýsýnýn belirli bir kýrsal alanýn; içinde bulunduðu bölge ve yerele özgü koruma odaklý stratejik kararlarýnýn katýlýmcý bir süreçle alýnmasýna temel olacak biçimde nasýl oluþturulduðu adýmlarýyla açýklanmaktadýr. Bu veri altyapýsýnýn mevcut üst ölçekli planlama yaklaþýmlarýna özgü veri içeriklerinden farklýlýklarý ve benimsenen planlama yaklaþýmýnýn takip eden ön koþullarý olan ekolojik duyarlýlýk ve kýrsal alan sýnýflandýrmasýna katkýlarý da ortaya konmaktadýr. Benimsenen “Koruma Odaklý Kýrsal Alan Planlamasý” için bir modelin geliþtirildiði ve kýsaca KOKAP olarak bilinen yaklaþýmýn ilk aþamalarýný oluþturan ve verilerin kapsamý ve çeþitliliði bakýmýndan CBS-tabanlý bir veri tabaný tasarýmýný gerekli kýlan veri altyapýsýnýn üst ve alt ölçekler için hazýrlanmasýndaki adýmlar detaylarýyla açýklanmaktadýr. Oluþturulan sistem, farklý bir alana uygulanmak istendiðinde söz konusu bölge veya yerelin veri çeþitliliðinin sisteme eklenmesine imkân tanýmaktadýr. Bu çalýþma ile ayrýca, KOKAP yaklaþýmýnýn ana ilkeleri ve bu yaklaþýmýn ön koþulu olarak hazýrlanan veri tabaný, mevcut üst ölçekli planlama çalýþmalarýnýn veri altyapýsý ile karþýlaþtýrýlmýþ ve buna göre, geliþtirilen sistemin söz konusu planlardan üstün yönleri ortaya konmuþtur. Son olarak çalýþmanýn, her plan kademesinde farklý detaylarla ortaya konmasý gereken ekolojik duyarlýlýklarýn tespiti ile kýrsal alanlarýn ülkesel ve yerel ölçekte yapýlan sýnýflamasýndaki önemli rolü ele alýnmýþtýr.
Regardless of the level or scale, the fundamental requirement in the process of policy development or decision making in planning is the use of quality and efficient data infrastructure. This study describes the construction stages of such data infrastructure to form the basis of conservation-oriented strategic decision making in a participatory process considering the local and regional peculiarities of a particular rural area. By adopting a specific planning approach, it presents the differences of this data infrastructure from the data content in conventional upper scale planning approaches, and also identifies its contribution to ecological sensitivity and rural area classifications as its subsequent prerequisites. Construction stages of such infrastructure for upper and lower scales, which require working in GIS environment due to the scope and diversity of data, are explained in detail. This, at the same time, forms the initial phase of Conservation-Oriented Rural Area Planning known as KOKAP which is the adopted approach in this study. The system allows additional data diversity in case it is employed in different regions or locations. Superior aspects of the developed system are put forward by comparing the existing upper scale planning processes with the main principles of KOKAP and the related data infrastructure. Finally, the contributions of the study in identifying the ecological sensitivities at different planning levels, and rural area classifications at national and local levels are discussed.

6.
Mekansal Yapý Özellikleri Açýsýndan Ýklim Deðiþikliðine Karþý Risk Taþýyan Bölgelerin Saptanmasý, Ýzmir
Determination of Areas Vulnerable to Climate Change Due to Spatial Structure Characteristics, Izmir
Mediha Burcu Sýlaydýn Aydýn, Hilmi Evren Erdin, Emine Duygu Kahraman
doi: 10.14744/planlama.2017.61587  Sayfalar 274 - 285
Kentler, iklim deðiþikliðinin olumsuz etkilerinden en çok etkilenen insan yerleþmelerini oluþturmaktadýr. Dolayýsýyla iklim deðiþikliði ile mücadele kapsamýnda yürütülen adaptasyon politikalarýnýn önemli bir bölümü kentlere yönelmiþtir. Ayný doðrultuda adaptasyon odaklý kentsel planlama süreçlerinin geliþtirilmesi de önemli stratejilerden biri haline gelmiþtir. Kentlerde yaþayanlar, iklim deðiþikliðine baðlý geliþebilecek afetler nedeniyle ölüm, hastalýk, mal kaybý gibi risklerle karþýlaþabilmektedir. Kentli nüfusun bu risklere karþý kýrýlgan olmalarýna neden olan ve kýrýlganlýk düzeyini etkileyen birçok faktör bulunmaktadýr. Bu faktörlerden birini mekansal yapý özellikleri oluþturmaktadýr. Mekansal yapý özellikleri nedeniyle iklim deðiþikliðine karþý risk taþýyan bölgelerin saptanmasý, kýrýlganlýðýn azaltýlmasý amacýnda geliþtirilecek kentsel adaptasyon politikalarýnýn oluþturulmasý açýsýndan oldukça önemlidir. Ýklim deðiþikliðine baðlý geliþen etkilerden, aþýrý yaðýþ ve deniz seviyesinin yükselmesi tehditlerinin yol açtýðý sel, taþkýn ve su baskýný sorunlarý bu makalede temel alýnmakta ve bu sorunlara baðlý riskli bölgelerinin saptanmasýnda bir yaklaþým ve yöntem ortaya konmaktadýr. Makalede aþýrý yaðýþ ve deniz seviyesinin yükselmesi tehditlerine karþý kýrýlganlýðý artýran temel mekansal faktörler belirlenmiþ ve mekansal açýdan risk taþýyan bölgeler, yerleþik dokunun bulunduðu konumlarýn fiziksel özellikleri temelinde risk taþýyan bölgeler ile yapýlaþma özellikleri temelinde risk taþýyan bölgelerin toplamýndan elde edilmiþtir. Ýzmir Kentinde sel, taþkýn ve su baskýnýna karþý risk taþýyan bölgeler beþ düzey halinde saptanmýþtýr. Bulgular, kentlerin yapýlaþmaya iliþkin özelliklerinin ve geliþim süreçlerinin mekânsal açýdan risk düzeylerinin belirlenmesinde önemli bir yere sahip olduðu göstermiþtir. Elde edilen sonuçlar, adaptasyon odaklý kentsel politikalarýn üretilmesine, kentsel yerleþik alan içerisinde ilk müdahale alanlarýnýn saptanmasý ve mevcut planlarda üretilen yer seçimi kararlarýnýn sorgulanmasýna katký saðlamaktadýr.
Cities are the human settlements most affected by the adverse effects of climate change. Therefore, an important part of the adaptation policy implemented in the context of addressing climate change focuses on cities. In addition, creating an adaptation-oriented urban planning process has become one of the most important strategies. People living in urban areas may face many risks, such as illness and deaths caused by disasters that are the result of climate change. There are many factors that make the urban population vulnerable to these risks. Spatial structure characteristics are one of these factors. The identification of districts most susceptible to the effects of climate change as a result of spatial structure characteristics is very important for urban adaptation policies. Flooding and overflow problems caused by excessive precipitation and sea level rise due to climate change are the basis of this research to identify areas most at risk in the city of Izmir. The primary spatial factors that increase vulnerability to the threats of excessive precipitation and sea level rise were identified and the zones most at risk based on building characteristics and development were determined. Five levels of risk were assigned. The results and methodology can be used to contribute to adaptation-based urban policies, determine priority intervention zones in urbanized areas, and question the land use decisions in current plans.

7.
Plan Kararlarýnýn Uygulanmasýnda Bir Konsensüs Oluþturma ve Ýþbirliði Deneyimi: Ýzmir Kemeraltý Sokak Saðlýklaþtýrma Çalýþmalarýnýn Öyküsü
An Experience of Consensus Building and Collaboration in the Implementation of Planning Decisions: The Story of Izmir Kemeraltý Street Rehabilitation Studies
Ayþegül Altýnörs Çýrak
doi: 10.14744/planlama.2017.21932  Sayfalar 286 - 302
Türkiye’nin 3. büyük kenti olan Ýzmir’in tarihsel merkezi niteliðindeki “Kemeraltý Çarþýsý” önemli rant baskýlarý altýnda kalmýþ ve pek çok dönüþüm yaþamýþtýr. Tarihi kent merkezinin geleceðinin, kentin geleceðini etkileyecek bir konu olarak görülmeye baþlanmasýyla Kemeraltý’nýn sorunlarý kent genelinde bir tartýþma konusu haline gelmiþtir. Yerel ve merkezi yönetiminin, esnaf ve sermayedar gruplarýn, sivil toplum örgütleri, meslek odalarý ve akademisyenlerin bu tartýþmalarda yer aldýklarý görülmüþtür. Bölgeye iyileþtirici müdahalelerde bulunma gereði konusunda bir üst mutabakatýn oluþmasýnýn ardýndan, ilgili yerel yönetimler alanda planlama ve uygulama çalýþmalarýný yürütmeye baþlamýþtýr. Kaçak yapýlanmalara karþý yýkým gerektiren projelerin uygulama sürecinde, esnafla bir çatýþma yaþanmamasý ve esnafýn projelere desteðinin saðlanmasý için yetkililerce konsensüse dayalý bir iþbirliði modeli ortaya konularak, ortaklaþa bir süreç gerçekleþtirilmeye çalýþýlmýþtýr. Bu yazýda projelerde uygulanan iþbirliði modeli; sürecin bütünsel olarak ele alýnmasýyla, aktörlerle yapýlan derinlemesine görüþmeler kapsamýnda analiz edilmekte ve sonuçta ortaklaþa süreçleri tarifleyen teorik çerçeve kapsamýnda deðerlendirilmeye çalýþýlmaktadýr.
Kemeraltý Bazaar is the historic center of Izmir, Turkey’s third largest city, and has long been under significant development pressure; over time, it has undergone major transformations. Owing to shifts in perspective regarding the future of the historic center, which have had a great impact upon the entire city, the problems of Kemeraltý have been placed firmly on the urban agenda. Following agreement on the need to improve conditions in the district, local governments have initiated concomitant activities directed toward planning and implementation. With the intention of avoiding conflict with the artisans over projects that would require the demolishment of illegal constructions, the authorities made efforts to enable a properly collaborative planning process. In this paper, the collaborative problem-solving model of the projects is examined via in-depth interviews held with the relevant actors and adopting a holistic perspective.

8.
Yeni Bir Soylulaþtýrma Formu Olarak Öðrencileþtirme (Studentification): Bosna-Hersek Mahallesi’nde (Konya) Deðiþen Mahalle Ýçi Dinamikler
Studentification as a New Form of Gentrification: Changing Neighborhood Dynamics in Bosna Hersek Neighborhood (Konya)
Tuðba Tuncer, Tolga Ýslam
doi: 10.14744/planlama.2017.77698  Sayfalar 303 - 313
Öðrencileþtirme, gerçekleþtiði mahalleler üzerinde geleneksel soylulaþtýrma süreçlerinin etkilerine benzer etkiler býrakýr: öðrencilerin belli bir yerde yoðunlaþmasý konut fiyatlarýný yukarý çeker ve mahallenin sosyo-kültürel tabanýný sonradan gelenlerin (öðrenci) tercihleri ve ihtiyaçlarý doðrultusunda yeniden dönüþtürür. Türkiye’de en fazla öðrenci sayýsýna sahip ikinci üniversite olan Selçuk Üniversitesi’nin hemen yaný baþýnda konumlanmýþ olan Bosna Hersek Mahallesi’nde de öðrencileþtirme sonrasý ortaya çýkan mahalle örüntüsü, bir çok soylulaþmýþ alanla benzer özellikler taþýmaktadýr: gayrimenkul deðerleri yükselmiþ, mahallenin konut ve ticari yapýsý sonradan gelenlerin ihtiyaçlarý merkeze alýnarak yeniden þekillenmiþ, mahalle tek bir sosyal grubun (öðrenciler) egemenliði altýna girmiþ ve ilk sakinler fiziksel olarak (doðrudan) olmasa da, sosyo-kültürel olarak (dolaylý) yerinden edilmiþtir. Öðrencilerin ve öðrenci olmayanlarýn çoðu zaman birbirleriyle kesiþmeyen ‘paralel hayatlar’ yaþadýðý mahallede, bu iki grubun karþýlaþtýðý alanlar yeni gerilim hatlarýnýn oluþmasýna zemin hazýrlar. Ýki grup arasýnda yaþanan gerilimin merkezinde, yurt dýþýnda bir çok örnekte de gözlemlendiði gibi, gürültü, anti-sosyal davranýþlar ve öðrenci yaþam tarzý kaynaklý konular yer alýr. Öðrencileþtirmenin ilk aþamalarýnda mahalle sakinlerinin gözünde ‘istenmeyen yabancý’ konumunda olan öðrenciler, zaman içinde sayýsal üstünlüðü ele geçirmeleri ve mahalleye saðladýklarý ekonomik katkýlarýn hissedilir olmaya baþlamasýyla birlikte tercih edilen yabancýlar olarak görülmeye baþlanmýþtýr. Bosna Hersek, öðrenci olanlar ve olmayanlar arasýndaki ayrýþmanýn ve öðrencilerin sayýsal ve kültürel egemenliðinin kolayca okunabildiði bir ‘öðrenci gettosuna’ dönüþmüþtür. Öðrencileþtirme merkezli oluþan bu yeni ayrýþma formu, ayný zamanda, Anadolu kentlerinde gerçekleþen soylulaþtýrmanýn ana dalgasýný oluþturmaktadýr.
The effects of studentification on neighborhoods are similar to those of the traditional gentrification processes: The concentration of students in a certain locality increases housing prices and transforms the socio-cultural base of the neighborhood in accordance with the preferences and needs of newcomers (university students). The neighborhood pattern that emerged following the studentification process in Bosna Hersek, a neighborhood located adjacent to Selçuk University –the second-largest university in Turkey by enrollment, was similar to many other gentrified areas: real estate values rose, the residential and commercial structure of the neighborhood has been reshaped according to the needs of the newcomers, the neighborhood has become dominated by a single social group (university students), and the incumbent population is being displaced socio-culturally (indirect displacement), if not physically (direct displacement). In this neighborhood, where students and non-students often live parallel lives that do not intersect with each other, the areas where these 2 groups do intersect have the potential to generate new lines of tension. As observed in many examples elsewhere in the world, topics such as noise, anti-social behaviors, and student lifestyle lay at the center of tensions between these 2 groups. Yet, students who were seen as unwelcome outsiders in the eyes of the incumbent residents in the early stages of studentification, have begun to be seen as preferred outsiders in the later stages, once the students gained numerical supremacy and their contributions to the economy of the neighborhood became perceptible by the incumbents. Bosna Hersek has transformed into a “student ghetto,” where the segregation between students and non-students and the numerical and cultural domination of the former group is easily observed. This new studentification-led form of segregation currently constitutes the main wave of gentrification in the Anatolian cities of Turkey.

9.
Dönüþüm Alanlarýnda Yaþam Kalitesi: Ankara, Akpýnar Mahallesi’nden Ampirik Bulgular
Quality of Life in Regeneration Areas: Empirical Findings from the Akpýnar Neighbourhood, Ankara, Turkey
Ezgi Orhan, Zerrin Ezgi Kahraman
doi: 10.14744/planlama.2017.75436  Sayfalar 314 - 328
Bu çalýþma, dönüþüm alanlarýnda yaþayanlarýn kiþisel deðerlendirmelerinden yola çýkarak yaþam kalitesi kavramýný tartýþmaktadýr. Sosyal bilimciler tarafýndan insanlarýn refah, memnuniyet ve mutluluðunu deðerlendirmek üzere geliþtirilen yaþam kalitesi kavramý, yaþama alanlarýnýn koþullarýnýn insanlarýn ihtiyaç, beklenti ve taleplerini karþýlayacak biçimde uyarlanmasý konusunu gündeme getirmektedir. Bu çalýþmanýn amacý mahalle ölçeðinde yürütülen ampirik bir araþtýrma ile Türkiye’de dönüþüm alanlarýndaki yaþam kalitesini deðerlendirecek kapsamlý ve bütüncül bir çerçeve geliþtirmektir. Çalýþmada kullanýlan veri seti Ankara’nýn dönüþüm geçirmiþ bir mahallesi olan Akpýnar Mahallesin’de ikamet eden 359 hanehalkýyla gerçekleþtirilmiþ olan bir yaþam kalitesi anketi uygulanmasý yoluyla elde edilmiþtir. Araþtýrmanýn yöntemsel çerçevesi kapsamlý bir literatür taramasý sonucunda elde edilen çok boyutlu kentsel yaþam göstergelerinin (kentsel çevrenin ekonomik, ekolojik, fiziki ve sosyal boyutlarýný kapsayan) belirlenmesini ve bu göstergelerin yaþam kalitesi ile iliþkilerinin analiz edilmesi aþamalarýný içermektedir. Kentsel çevre kalitesine yönelik çok sayýda çalýþmanýn varlýðýna karþýn, yaþam kalitesinin ölçülmesinde kullanýlan kabul edilmiþ ortak bir kavramsal çerçeve bulunmamaktadýr. Bu nedenle, bu araþtýrma konut ve kentsel çevreyi birlikte ele alarak hanehalklarýnýn yaþam kalitesini deðerlendirmek üzere nitel ve nicel araþtýrma yöntemlerini kullanmýþtýr. Çalýþmanýn bulgularý modern yaþamýn kalitesinin gereði olarak yaþayanlarýn sosyal, politik ve mekansal koþullarýný ve ihtiyaçlarýný anlamak ihtiyacýný ortaya koymaktadýr. Araþtýrmanýn bulgularý doðrultusunda, mahalle ölçeðinde mekan odaklý bir perspektifle yaþam kalitesini artýrmak üzere politika önerileri geliþtirilmiþtir.
This article is a discussion of the concept of quality of life in a regeneration area based on the personal evaluation of residents. Developed by social scientists to evaluate people’s well-being, satisfaction, and happiness, the concept of quality of life raises the issue of adapting the conditions of living spaces to meet people’s needs, expectations, and demands. The aim of this study was to establish an integrated and comprehensive framework for evaluating the quality of life in a regeneration case in Turkey through empirical research conducted at the neighborhood level. Data were collected from 359 households in the regenerated neighborhood of Akpýnar, in the city of Ankara, using a questionnaire to inquire about the quality of life. The methodological framework of the study included a theory-based choice of indicators identified in a comprehensive literature review, including economic, ecological, physical, and social aspects of an urban environment, and an analysis of the relationship of the indicators to quality of life. Despite the diverse literature on urban environmental quality, there is no uniform, generally accepted conceptual framework to measure quality of life. Therefore, in this research, a mix of qualitative and quantitative analysis was adopted to assess the quality of life of the residents with respect to their housing and urban environment. The findings suggested that modern quality of life requires understanding the social, political, spatial conditions, and needs of residents. Based on the findings of the study, policy recommendations were developed to enhance quality of life at the neighborhood level from a space-sensitive perspective.

10.
Parsel Bazýndaki Dönüþüm Uygulamalarýnýn Kentsel Maliyetleri, Karþýyaka-Bostanlý Mahallesi Örneði
The Urban Cost of Parcel-Based Transformation: The Case of Karþýyaka-Bostanlý Neighborhood
Hayat Zengin Çelik, Tolga Çilingir
doi: 10.14744/planlama.2017.73745  Sayfalar 329 - 346
Kentler için kaçýnýlmaz olan evrilme sürecinin geldiðimiz aþamada “kentsel dönüþüm” olarak tanýmlanýp sermaye piyasasýnýn egemenliðine tamamen teslim ediliþine tanýklýk ediyoruz. Böyle bir aþamada karþýmýzda duran uygulamalarýn meþruiyetini saðlayacak ya da en azýndan söz konusu uygulamalarýn kolayca hayata geçmesine aracýlýk edecek yasal bir zeminin sürekli olarak inþa ediliþini de izliyoruz. Bunun Türkiye kentleþmesinin tarihsel bir sorunu olduðu ve yerel ya da makro düzeyde ekonomik stratejilere yaslandýðý açýk olsa da, yaþanan dönüþümlerin neden olduðu sonuçlar açýsýndan iyi anlaþýlmasý önem taþýyor. Bu noktada büyük ölçekli ve 5393 sayýlý “Belediye Kanunu”nun “Kentsel Dönüþüm ve Geliþim Alaný” baþlýklý 73. Maddesi kapsamýndaki uygulamalar kadar kentte yaþayanlarýn bireysel olarak aldýðý kararlarla gerçekleþen ve 6306 sayýlý “Afet Riski Altýndaki Alanlarýn Dönüþtürülmesi Hakkýnda Kanun”a temellenen parsel ölçeðindeki yenileme faaliyetlerinin de mekansal ve toplumsal sonuçlarý açýsýndan irdelenmesi ve ortaya çýkardýðý kentsel maliyetlerin belirlenmesi gerekli görünüyor. Bu gereklilikten yola çýkarak kurgulanan çalýþma bugün parsel bazýnda yenileme uygulamalarýnýn hýz kazandýðý Ýzmir Bostanlý’daki durumu farklý açýlardan tartýþmaya açma amacýna temellenmektedir. Fiziksel olarak izlenen yapý yoðunluðu deðiþiminin yaný sýra uygulamalarýn yol açtýðý nüfus deðiþimine de dikkat çekmeyi hedefleyen çalýþmada, kentsel teknik ve sosyal altyapýnýn ayný kaldýðý bir düzende ortaya çýkan deðiþimler kent planlama penceresinden ve “yaþam kalitesi” temelinde deðerlendirilmektedir.
“Urban transformation” is now often presented as an inevitable stage of urban evolution, and urban land is entirely offered up to the capital market. Legal regulations are also created in order to provide authorization for these plans or to ease their implementation. Although it is clear that the urbanization of Turkey is a historical problem and that it is related to economic strategies at the local and the macro level, it is important that the consequences of such transformation be understood. At this point, it is essential to examine the socio-spatial outcomes and urban cost created by not only Article 73 of Municipal Law No. 5393, which allocated responsibility for decisions related to urbanization and urban development to the municipalities and the Housing Development Administration of Turkey, but also parcel-based implementation under “The Law of Transformation of Areas Under Disaster Risks,” No. 6306. This study examined the circumstances in the Ýzmir neighborhood of Bostanlý, where the implementation of parcel-based renewal has accelerated. The resulting population change, as well as a change in the physical density of the buildings and changes in the urban technological and social infrastructure that have occurred were evaluated from the urban planning perspective and on the basis of quality of life.

11.
Hanehalký Konut Hareketliliðini Etkileyen Faktörler: Ankara Örneði
Factors Affecting Household Housing Mobility: The Case of Ankara
Tanyel Özelçi Eceral, Aysu Uðurlar
doi: 10.14744/planlama.2017.83007  Sayfalar 347 - 361
Konutun sosyal, ekonomik ve mekânsal boyutlarýný yansýtan hanehalký konut hareketliliði, konut talebinin önemli belirleyicilerinden birisidir. Konut hareketliliði bireysel ve hanehalký özellikleri çerçevesinde yaþam döngüsü/yaþam seyri, konut kullaným biçimi, konut özellikleri, tercihler/memnuniyet gibi faktörlerle iliþkilendirilmektedir. Bu çalýþmanýn amacý “Ankara’da hanehalklarýnýn konut hareketliliklerinde etkili olan faktörler”i ortaya koymaktýr. Ankara metropoliten kentinde yer alan farklý sosyoekonomik yapýlarý temsil ettiði kabul edilen ilçelerden seçilmiþ mahallelerde gerçekleþtirilen 534 hanehalký anketi çerçevesinde elde edilen veriler, tanýmlayýcý istatistikler ve faktör analizi ile deðerlendirilmiþtir. Yapýlan faktör analizinde, hanehalkýnýn ekonomik yapýsý, yaþam seyri, konut kullaným biçimi ve konutun bulunduðu konumun Ankara’da hanehalký konut hareketliliðinde etkili deðiþkenler olduðu saptanmýþtýr. Ankara’da hanehalklarýnýn konut hareketliliði evrelerinde kiracýlýk ön plana çýkarken, hareketlilik arttýkça konutlarda kýsa oturma süresinin uzun oturma süresine oraný artmaktadýr. Hareketlilik sayýsý arttýkça yaþam döngüsünün etkilerinden çok yaþam seyri etkileri ve konuta iliþkin tercih/memnuniyet faktörleri hanehalký hareketliliðinde etkili olmaktadýr.
Household housing mobility, which reflects social, economic, and spatial aspects of housing, is one of the most important determinants of housing demand. Household mobility is related to factors such as life course/life cycle, housing profile, and the preferences/satisfaction of an individual or household. The aim of this study is to examine factors affecting household mobility in the metropolitan of Ankara. Data acquired from a 534-unit household survey in neighborhoods of Ankara’s metropolitan districts that were selected to represent the varied socioeconomic structure of the city were evaluated with descriptive statistics and factor analysis. According to the results of factor analysis, the economic structure of households, life course variables, housing profile, and location were the factors affecting household mobility in Ankara. Our results indicated that while rental housing stands out through the household mobility phases, the time span of living in a house decreases through mobility phases. Life course effects influence household mobility rather than life cycle effects and preferences/satisfaction factors as mobility phases proceed.

12.
Yapýlý Çevrelerde Zamana Baðlý Mekansal Deðiþimin Analitik Olarak Ölçülmesi ve Görselleþtirilmesi: Ýstanbul Beyazýt Meydaný Örnek Alan Ýncelemesi
Analytical Measuring and Visualization of Spatio-Temporal Change in Built Environments: Beyazýt Square Case Study Area in Istanbul
Harun Ekinoglu, Ayþe Sema Kubat
doi: 10.14744/planlama.2017.35744  Sayfalar 362 - 374
Tobler’in “Birinci Coðrafya Kanunu” birbirine yakýn mekansal unsurlarýn, uzak unsurlara göre birbirleriyle daha iliþkili olduðunu belirtir. Diðer bir deyiþle, birbirine yakýn bileþenler veya parçalar arasýnda birbirine uzak bileþenlere veya parçalara kýyasla daha yakýn bir iliþki vardýr. Bu ayný zamanda yapýlý çevrenin iliþkisel bir süreç içinde topolojik olarak vücud bulduðunu ve toplam mekansal oluþumun belli bir bütünlük derecesi ortaya çýkardýðýný ifade eder.
Bu araþtýrma, C. Alexander’ýn “Ölçek Dereceleri” bütünlük özelliðini C. Shannon’ýn “Shannon Bilgi Enropisi” ile birlikte morfolojik bir çeviri arayüzü olarak kullanarak veri elde etmekte ve bu yolla mekansal bir formun barýndýrdýðý belirsizliði ve düzensizliði ölçmeye izin vermektedir. Verilen bir bilgiyi ölçme yöntemi olarak Shannon’ýn bilgi entropisi teorisi bu araþtýrmada yapýlý çevrelerin çok ölçekli baðlamlarýnýn taþýdýðý belirsizlik ve düzensizliklerinin ölçülmesinde kullanýlmaktadýr. Sonuçlar incelenen örnek yapýlý çevrenin bütünlük derecesini açýklamada kullanýlmaktadýr. Son 60 yýlda geçirdiði yýkýcý kentleþme, yaklaþýk 50 hektarlýk yakýn çevresiyle birlikte Beyazýt Meydaný’nda dikkate deðer bir deðiþime yol açtý. Bu deðiþimi, geliþtirilen yöntem ile ölçmek amacýyla, ham veri olarak 1946 ve 2013 yýllarýna ait bina ayak izleri vektörel verisi kullanýldý ve çok-ölçekli analizler sonucunda elde edilen sonuçlar meydanýn son 60 yýlda toplam bütünlüðünün, toplam entropy-iqr deðerinin 0,77’den 1,02’e çýkarak, önemli oranda azaldýðýný ortaya koymaktadýr. Örnek alan analizleri sonuçlarý meydanda yapýlan deðerlendirmelere ait raporlarýn tespitlerini desteklemekte ve bu tespitler tarafýndan doðrulanmaktadýr. Alanda yapýlan deðerlendirmeler ayrýca renk-kodlamasý görselleþtirmesi sonuçlarýyla da tutarlýlýk arz etmektedir.
Tobler’s First Law of Geography states that nearby things are more related than distant things. In other words, there is a close relationship between nearby things compared to distant things. This also implies that built form is in a relational process in its topologic embodiment and the overall spatial form emerges a certain degree of wholeness. Mediating C. Alexander’s “levels of scale” property as a morphologic translation interface and using Shannon’s Entropy theory as a data-mining method, this study allows revealing the degree of uncertainty and disorderliness that a certain spatial complexity embodies. Shannon’s Entropy, a method of measuring the information, has been employed in this study in measuring the state of uncertainty and disorderliness conveyed through the multi-scalar context of built configuration across scales. Results have been hypothesized to correlate with the degree of wholeness, in other word completeness, of the case built area. Beyazit Square with its 50-hectare environs in the Peninsula of Istanbul has been selected as the case area due to the remarkable change that the square experienced through a harsh urbanization over the last sixty years. Building footprints belonging to two time periods have been used as raw data. Multi-scalar analyses conducted upon the data of 1946 and 2013 revealed that the wholeness of the square has deteriorated, from 0,77bit to 1,02bit entropy level within last sixty years. This finding is being verified by the remarks of the spatial assessments done for the square and visualized by the color-coding way of data-visualization.

LookUs & Online Makale